Monday, July 23, 2012

ateist evine girdim vol 1

ailem ateist olduğu için beni de muhafazakar ateist yetiştirdiler. üniversiteyi kazandığımda da bu durum değişmedi, hemen beni bir ateist evine yazdırdılar. ulan hiç istemiyordum ama yok ilim öğrenirsin yok bilmem ne diyerek tüm sülale kafamı sikti. yok dikkatim dağılmazmış ateist evinde, yok herkes ateist olduğu için zararlı görüşlerden etkilenmezmişim. bu arada da adamlar sürekli eve telefon ediyorlar, " kesinlikle evimize bekliyoruz, bir gelsin görsün en azından. " diye. iyi amk dedik bi gidelim.

neyse gittik eve, derin göğüs dekolteli bir kadın karşıladı kapıda bizi. ev dediysem yurt gibi anlayın, lobi gibi bir yere götürdü kadın bizi. 2 dakika sonra kirli sakallı saç baş incin kot pantolonlu siyah tişörtlü bir adam geldi. hepimizle yumuşakça tokalaştıktan sonra ne içmek istediğimizi sordu. biz su istediysek de ille viski içmemiz için tutturdu herif. iyi amk dedik içelim. viskiler geldikten sonra bu konuşmaya başladı.

yurdumuza ateizm haricinde bir görüşe mensup kimseyi almıyoruz. kızlar ve erkekler aynı ranzada üst ve alt yatağı paylaşmak zorundalar, prensip gereği. yurdumuz kesinlikle ezan sesi geçirmez, buna bilhassa dikkat ettik. ramazan aylarında özellikle +1 öğün ekliyoruz yemeklerimize. bokarca'dan hiçbir şey istemiyoruz, tek isteğimiz kendi ayakları üstünde durduktan sonra onun da kendi gibi ateist öğrencilere yardım etmesi.

iyi valla kafama yatmıştı. her şey iyiydi de ben ateist değildim amk. hiç kafa yormamıştım bu tip konulara. pek de umrumda değildi açıkçası ama müslüman olduğumu düşünürdüm. ailemin beni zorla ateist yapmaya çalışması, müslümanlığa sempati duymamı sağlamıştı. bu durumun başıma açacağı olayları bilsem eminim yurda girmeyi kabul etmezdim.

her neyse, yurt abisi benim düşüncelere daldığımı görünce, koluma girip biraz uzağa çekti. kulağıma eğilip fısıldamaya başladı.

" bak burada senin gibi bir sürü adam var. halı saha maçları yaparız birlikte, pes oynarız. bunların yanında ilim de öğreniriz. sen başka yerde kalıp ne yapacaksın hem? it kopuk mu olacaksın yaban ellerde? gel bak beğenmezsen çıkarsın hemen, ben bizzat çıkaracağım seni. "

" iyi abi tamam geleyim o zaman."

gel zaman git zaman, ben eşyalarımı topladım artık yurda taşınma zamanı gelmişti. yurdun kapısına vardığımda bir sürü kirli sakallı eleman gördüm ben yaşlarda. hepsine naber, iyi abi senden naber dedikten sonra odama doğru yola koyuldum. 2 kız 2 erkek kalıyordu odamda, biri ben olmak üzere. kapıyı açtım, içerde bir kız mini şortuyla " tanrı yanılgısı " isimli kitabı okuyordu. aha dedim tam yerine geldim.

- selam

- ...

görmemiştim kulağındaki kulaklıkları. görüş alanına gireyim de iki muhabbet edek diye gereksiz yere önünden geçtim.

- aa hoşgeldin.

- hoşbuldum, bokarca ben.

- ben de melis, memnun oldum.

- şey altın boş mu?

- tabi tabi geçebilirsin.

iyi amk umarım öteki kız bundan çirkindir de pişman olmayız. olaylar başlasın.

o sırada odaya saçı 3 numaraya traşlı bir kız girdi.

- arkadaşlar bugün saat 18'de yurt abisi ve ablası bize yurdu tanıtacak ve kuralları anlatacak. lütfen yemekhanede olun.

der demez kayboldu. iyi amk ineriz aşağı problem değil milletle kaynaşırız hem. melis'i tanımak için muhabbet edeyim dedim biraz.

- melis nerelisin sen?

- ben dünya vatandaşıyım.

- yok yani doğum yerin neresi?

- dünya.

- baban nereli onu söyle.

- o da dünyalı.

tamam melis, tamam yavrucum. etrafımızda paso bu tipler olacaksa, sıkıntı vardı.

valizleri boşaltmak lazım, bir dolu eşya var. melis de hiç kılını kıpırdatmıyor. ulan kız elinle bir derleyip toplasan ya.. yok. iş başa düştü. tişörtleri gelişigüzel şekilde dolaba yerleştirmeye başladım. işimi bitirdiğimde, odanın kapısında öpüşmekte olan bir çift belirdi karşımda.

- selam millet.

- selam kimsiniz?

- odanın diğer sakinleriyiz.

- tanışıyorsunuz herhalde önceden?

- yoo kapıda karşılaştık.

- mezhep biraz geniş herhalde?

- ne?

- hoşgeldin kardeş geç şu yatak boş.

vay be. ulan ayaküstü götürdü kızı piç. iyi melis de bize kaldı.

- sizin isimler neydi?

- ben berksan, senin adın neydi güzelim?

- hande ben de.

mübarek, bir tane de abdurrahman isimli bir ateist bulsam biat edeceğim. zaten yaşlı ateist olmaz muhabbetini daha sonra işleyeceğiz.

- memnun oldum ben bokarca.

 - iyi.

- saat 6 oldu inelim mi aşağı?

- ok, let's go.

- ulan ateistsin anladık da şimdi bu ingilizce nedir amına koyayım?, demedim tabi ilk günden dikkatleri üzerimize çekmeyelim. indik aşağı usulca. 

oo 72 miletten insan toplanmış sanki. duvarlar da full kitap raflarıyla kaplanmış. her türden ateistin kitabı var. fakat dikkat ettim, hiçbir kutsal kitap ve dini metin yoktu aralarında. bu ilginçti, daha sonra nedenini anlayacaktım. her neyse, yurt abisi kadehini vurup susturdu herkesi. o sırada önünde duran eski şapka dikkatimi çekti. lan yoksa?

yurdumuza hoş geldiniz arkadaşlar. öncelikle şunu belirteyeyim, sizler bu yurdu seçerek diğerlerinden farklı olduğunuzu bir kez daha kanıtladınız. sizler gelecek nesilin seçilmiş ateistleri olacaksınız. sözü çok fazla uzatmak istemiyorum. yurt ablamızın da söyleyeceği bir şey yoksa, yemeklerinizi yiyebilirisiniz.

- ee iyi de yemekler tabaklarımızda yok?

- ah bir saniye, dedi bölge abisi ve elindeki ince sopayı salladı. lan acaba derken, sopanın hareketini gören yemekhane görevlileri yemekleri tabaklarımıza dağıtmaya başladı.

o başka hikayeydi zaten, değil mi?

yazan: bokarca.


to be continued










No comments:

Post a Comment